top of page

Aman ağzımızın tadı kaçmasın

Bu yazım bu coğrafyada büyümüş tüm kadınlara hitaben.


Aman tadımız kaçmasın ali rıza bey, yaprak dökümü Hayriye

Merak ediyorum, bir haftada kaç kere bir şeylere çok öfkelenip, bazı ağızların tadı kaçmasın diye sessiz kalıyoruzdur? Ben buna bir sayı veremem. Ama bazen çalışırken, bazen trafikte, bazen aile yemeklerinde bir şeyler olur ve biz huzuru korumak için sessiz kalırız.


Elbette huzur kaçmasın, ağzımızın tadı bozulmasın. Buna itirazım yok. Ama merak ediyorum sessiz kalarak korumayı başardığımız huzur kimin huzuru?


Soruyorum; öfkemizi bastırıp sessiz kalarak kimin huzurunu koruyoruz?


Anaokulu eğitiminden başlayarak maruz kaldığımız, Inside Out ile de artık tam anlamıyla kavrayabildiğimiz şu duyguları bir düşünelim. Zibilyon tane duygu var. Ve bir süredir de dört bir yandan tüm duygular önemlidir mottolarına zaten maruz kalıyoruz. Bunu biliyoruz tüm duygularımız önemlidir. Peki bu gerçeği ne kadar benimsiyoruz?


Öfke en saf haliyle tehdit altındayken kendimizi korumaya yarayan biricik duygumuzdur. Yani uzman bireyler böyle demişler. Ben de ayrıca doğru bulmadığımız şeylere sesimizi çıkarabilmek için bir çeşit cesaret booster olarak görmeyi seviyorum.


Öfkeleniyoruz çünkü haksızlığa uğruyoruz, sınırlarımız ihlal ediliyor, adaletsizliğe maruz kalıyoruz, canımız yanıyor, canımız yakılmakla tehdit ediliyor ve özgürlüğümüz kısıtlanıyor. Öfkeleniyoruz çünkü kendimizi ve sahip olduklarımızı korumak istiyoruz.


Peki ne ara bu öfkenin en saf hali toplumsal çarklar arasında döndü de bir şeyler oldu ve biz bugün göğsümüzün tam ortasında yanmaya başlayan o öfkeden korkar olduk? Veya şöyle sorayım: Öfkemizi bir şekilde ifade etmenin yollarını aramak yerine, böyle en derinlere bastırıp çoktan kaçmış tadımız daha da kaçmasın diye bastırıyoruz?


İşte tam da burada atanmış cinsiyetimize göre öfkenin bize öğretilen anlamları karşımıza çıkıyor.


Eğer öfkeli bir kız çocuğuysanız ayıplanırsınız, azıcık hanımkız olmamız salık verilir. Öfkeli bir genç kızsanız aman kızım sus denir. Ailedeki erkek bir birey tarafından tehdide uğrarız belki. Bu en masum hali de olabilir yaşayacaklarımızın. Kızını dövmeyen dizini döver denir. Öfkeli bir kadınsanız ise vay halinize. Evlenmemiş, ondan denir. "Rahatlamaya" ihtiyacı var denir. Regl misin diye sorulur. Histerik olursunuz, manyak kadın olursunuz. Dahasını saymaya gerek yok. Zaten hepimiz bu sözlerle yoğurulduk. Dahasını da siz biliyorsunuz.


Öte yandan öfkeli bir erkek çocuğu iseniz, erkek çocuğu zor denir geçilir. Öfkeli bir erkekseniz ise bir kadını, bir kız çocuğunu veya bir hayvanı öldürüp bir kenara atmadığınız sürece kabul görür. Bazen bu bile kabul görür. Namus temizlemiştir, kadın da çok konuşmuştur, o gece o saatte ne işi varmıştır, e karısı şöyle şöyle olsa böyle olur muydu olur.

Bazen de tadımız kaçmasın mı?

Öfkemiz böyle bir dünyada bizim en değerli hazinemiz. Ve gerektiğinde kullanacağımız silahımız. Bir kadın olarak. Nefret edilen kadınlığın herhangi bir düzleminde kendimizi bulmuş biri olarak, öfkemizi korumalıyız. Üzerine titremeli, sarıp sarmalamalıyız.




gibi dizisi yılmaz
  • ✨Wokealert✨Öfkenin dışavurumu her zaman sağlıklı gözükmez. Bu yüzden sağlıklı ve sağlıksız öfke davranışlarını birbirinden ayırmak çok önemli. Ve neyse ki artık internet çağında yaşıyoruz ve sağlıklı ve sağlıksız öfkeyi nasıl birbirinden ayırabileceğimizi öğrenebileceğimiz bilgiye kolayca ulaşabilirsin. Yeter ki buna gönüllü ol.

  • Görselde kullandığım kesit Lost and Delirious (2001) isimli filmdendir. Kendisi Paulie. Yontulmamış öfkenin saf bir ifadesini canlandırıyor. Öneririm.

  • Tat kaçırmak istemem elbette. Ama bu da şiddetten ölen kadınlar için yapılmış dijital anıt: Tık.
















Comments


Uzman Psikolog Düz İnsan, 2024

bottom of page